Deyyan

Salınımın verdiği rehavetle yaşayabilmek keyifli olsa gerek. Gittiğin yere geri getiren bir döngü içerisinde olmak. Kaçmanın özgürlüğü ile tutunmanın güvenliğini aynı anda yaşayabilmek. Yalpalamalarla yolu uzatıp  git-gel’leri tura çevirmek. Aslında hayatı hep bir ipin ucunda yaşamak.

İnsanın ilk gözünü açtığında kendini bulduğu yer salıncak. Beşiğin hızı rüyaları dalgalandırır. Yeri gelir uyku meleklerini çağırır. Tek düze yaşamayı becerememesinin nedeni hayata sallanarak başlaması olabilir. Beşik yaşı geçince salıncaklara yapışır, ardından da kendini sallayacak başka şeylere.

Derinlik algısı hayatta sahip olunan en kıymetli yetilerden birisi. Hayata dışardan bakarken aynı zamanda içerdekileri görebilmek. Göremesek de saklı bir şeylerin var olduğunu hissedebilmek. Bu duygunun temeli derinliği algılamayla bağlantılı.  Dikey düzlemde olan hayatı, yatayda keşfetmeye çalışmak sığ bir çaba. Enine boyuna gidebilmek çok da zor olmasa gerek. Gidemesen de bir noktadan sonra önünü gerini görebilirsin zaten. Önemli olan içeri dışarı dolaşabilmek. Asıl zor olan görünmeyene adım atabilme cesareti. Düştüğün yerden çıkabilme gücü.

Harikalar diyarında karşılaştıklarını gerektiği gibi anlamak için sağlam gözler lazım. Karanlıkta görebilmek, aydınlıkta yanabilmek gerek. Attığın adımları hafızaya alıp geldiğin yolu unutmamalısın. Her zaman o kadar derinde yaşayamazsın. Kanın dalgalanmazsa, nefesin kesilir. Ara sıra yataya gelip ilerlemelisin ki yörüngen şaşmasın, normalin kaçmasın.

Sallanırken dengeni kaybederse düşersin.

Hayatının boyuna göre belirlediğin yükseklikte yavaş yavaş sallanırsan senden keyiflisi olmaz. Ellerini sıkı sıkı tutarken kendini o ritme bırakırsan, aynı anda hop eden  kalbini duyabilirsen gülüşüne hakim olamazsın. Yükselirken ilahi varlığına yaklaşırsın, alçalırken insan olduğunu hatırlarsın.

Derinliğin büyüsünü görebilirsen, keşfin heyecanını duyarsın. Doğar doğamaz seni koydukları beşik, gizli bir öğreti. Hayatın salınımını anlatmak için kullandıkları bir sembol.

Yetişkinliğinde de bulduğun salıncağa yapışman, bilinç altındaki sırları hatırlamanla ilgili olabilir mi? Gerçeğe ulaşabilmenin yolu derinlikten korkmadan yaşayabilmekten, boyutlar arasında dolaşabilmekten geçiyor olmasın?

Salıncak belki de  bu yolculukta kullandığımız bir araçtır kim bilir?

Bir yanıt yazın