Derin bir nefes alıp kafamı göğe kaldırıyorum. Göğün hali gününe bağlı. Bulutların rengi, yoğunluğu değişken. Kimi günler açık taneli yüzlerce bulut yüzerken mavi de kimi günler tanesi yetiyor insanı kendinden geçirmeye. Hele geceler, karaya boyalı bulutlar aya koşarken sürüklüyor peşinden. Çık ki çıkabilesin içinden. Ayaklarım yükselirken, kalbim ağırlaşıyor. Donup kalıyorum. Kaldığım yerde dolanıyorum. Zihnimin göğünde, düşünce bulutları baştan çıkarıcı.
İnsanı yoran her birini yakalama çabası. Tuttum mu birinin ucundan sürükleniyorum olmadık diyarlara. Birinden diğerine, atlaya zıplaya bir yere varmaya çalışıyorum. Elim boşa çıktı mı gözü açık çakılıyorum yeryüzüne. Her hücrem ayrı bağırıyor yeter bu eziyet diye. Dur artık durduğun yerde. Takılma her bulduğun düşüncenin peşine. Yavaş yavaş öğreniyorum izlemeyi. Gökyüzünü her haliyle kabul etmeyi.
Nefesim tutuyor beni ayaklarımın üzerinde. Dünya havasını her içime çektiğimde ışığa dönüşüyor. O ışık zihnimde karaya çalan pamukları aydınlatıyor. Öyle derinlere gönderiyorum ki nefesi, her hücremin aklı temizleniyor. Topluyor içimdeki bütün kiri pası, grisiyle ayrılıyor bedenimden. Tamam diyorum oldu bu sefer her yer parladı.
Kafamı yukarı tekrar kaldırdığımda bakıyorum yenileri oradalar. Bitmiyor tükenmiyorlar. Gökyüzü var oldukça bulut da olacak artık biliyorum. Zihnimin kalabalığını kalben kabul ediyorum. Dikkatimi bulutlardan çekip maviye veriyorum. Seslerini duymazdan gelmiyorum. Peşlerine de takılıp gitmiyorum.
Birdenbire şimşek çakıyor. Kelimeler üzerime yağıyor. Bulutlar kararıyor, gökyüzü görünmez oluyor. Panikliyorum. Bu kadar düşünce nereden geliyor. Neden herkes beynimin içinde. Kontrol kimde. Ben yine bilinmeyende.
Kalbim; Sakin ol diyor. Korkma, güvendesin. Ben buradayım. Nefesinin köşelerini kır, akışa geç. Kapatma zihninin gözünü, yok sayma kelime damlalarını. Sadece izle.
İzliyorum. İzlemeyi dudaklarımdan öğreniyorum. Verdiğim her nefesle gökyüzü biraz daha açılıyor. Bulutlar dağılıyor, mavi berraklaşıyor. Ardından kocaman bir kapı çıkıyor.
Kapının ardı başka alem. Kelimesiz zihne, bulutsuz gökyüzüne benzer. Teklikle yokluk arası. Anlatılınca anlamı kaybolan diyarlardan.
Hep orda kalamadım. Dünyaya ait olduğumu unutamadım. Döndüm geldim bir nefese ama kapının yerini de unutmadım.
Kafamı kaldırdığımda bulutlar bir başka görünüyor gözüme artık. Nefesin köşelerini kırmayı, aldığımla verdiğimi uc uca bağlayıp yukarı tırmanmayı öğrendim. Kapının yeri artık kalbimde. Hep orada kalamam ama ara sıra oraya gitmeden de dayanamam.