Deyyan

Sahilde yürürken önüme bir kapı çıktı. Yapısız bir kapıydı. Gözlerimi ovuşturdum tekrar baktım etrafında duvar yok. Kafamı eğdim arkasına baktım sahil devam ediyor. Kendi kendime bir yandan şaşırdım diğer yandan komik geldi. Hiçbir yere açılmayan kapıyı neden dikerler ki? Sağında solunda duvar yoksa bir kapı ne kadar dayanabilir ki zaten, ne saçma. Yine de merak işte kendime engel olamadım; elimi kapının topuzuna uzattım. Arkasında ne  olduğunu bilsem de geçesim geldi. Çocuk gibi hissettim bir an kendimi. Onlar da pek sever ya geçitleri. Gerçi onların geçtiği tünellerin sonu hep hayallerine çıkar. Bir hevesle çevirdim topuzu, dönmedi. Şaşkınlıkla hayal kırıklığı arasında bir ifade kaldı suratımda. Açılmayan kapılardan kim hoşlanır ki? Bir hamle daha yaptım yine olmadı. O anda bir ses geldi kulağıma. “Niyetin var mı ki açabilesin o kapıyı.” Etrafıma bakındım kimse yok. Yanlış çalındı kulağıma herhalde dedim, elimi çektim. “Bu kadar çabuk mu vazgeçtin?” yine o ses. Bir yerden de tanıdık geliyor ama çıkaramadım. Korkuyla merak arasında şekil aldı bedenim. “Bulduğun her kapının koluna sarılma. Önce bir düşün; ne olmasını isterdin o kapının ardında?”   Ben olmasını istediğimden ziyade, olanın merakı içindeydim. Gerçekten ne isterdim. Bu kapı benim hayalime açılacak olsaydı, nereye çıkardı.

“Cevabını bulunca tekrar dene.” Cevap vermedim. Onu duymuyormuş gibi yapmak olanı sıradanlaştırıyordu. İçim sıkıldı hava kararmaya başladı. Deli miyim ben dedim bir hışımla ilerledim. Deniz ile çölün kesiştiği yerden yürüdüm. Yavaşça geriye döndüm, baktım kapı hala orada, tam ortada. Olduğum yerden önünü arkasını rahatça görebiliyordum. Bu boşluğun ortasında duvarsız, mesnetsiz nasıl duruyordu ayakta. Olduğum yere oturdum. Korktuğum neydi. Kapının kendisi mi, ses mi, yoksa bir mucizeyi kaçırmak mı? O kapı nereye açılsın isterdim. Belki boyutlar arası bir tüneldi, zamanın ötesine geçecektim filmlerdeki gibi.

Asıl sorunun etrafında dolanıyor ama bir türlü cevaba gelemiyordum. Gözlerimi kapattım elimi tokmağa uzattım ve döndü. Açılan kapıdan bambaşka bir dünyaya çıktım. O Muhteşem yolculukta ne kadar kaldım bilmiyorum. Anlatabilsem anlatırdım fakat o dünyanın kelimeleri burada geçmiyor. Her dünyanın anlatım birimi ayrı sembollerle.

Gözümü açtığımda deniz ve kum farklıydı. Döndüm baktım kapı yerinde yoktu. Bir an duraksadım hangi düşün içindeydim kim bilir?

Bir yanıt yazın