Deyyan

Kendi etrafıma ördüğüm kozadan çıkmak ne kadar da zor. Çıkmalı mı? Burada içeride güvendeyken dışarısı bilinmezlik. Yıllarca uğraşarak ördüm ben bu kozayı etrafıma. Etrafımı bildim de ördüm. Sınırlarımı çizdim de ördüm. O zaman başım sonum belli, ruhum dümdüzdü.

Kendimi içeriden korumayı bilemediğimden, dışarıdan korumaya uğraştım. Korunmanın kapanmak olduğunu sandım. İyiye, kötüye kapıları kapattım. Herkesi dışarıda bıraktım.

Kozamın içinde öyle bir dünya kurdum ki, bir süre sonra içeriyle dışarıyı karıştırmaya başladım. Aradaki ağın beyazlığı gözümü aldı.

Sınır yoksa, dışarısı yok. Dışarısı yoksa içerisi yok. İkisinin de olmadığı bir yerdeydim. Neredeydim?

İnsan konumunu etrafına göre tayin eder. Ancak onları iyi bilirse tarif eder. Bakındım bilemedim. Her şey o kadar tarif dışı geldi ki kelimelere dökemedim.

Ağzımı açtım sesim çıkmıyor sandım. Oysa ses bir yere çarparsa sana gelirmiş. Duyacak kimse yoksa uçar gidermiş. Sesim nereye uçtu gitti hiç bilemedim.     

İşte o zaman sesimi kendimle birlikte kozamın içine sakladım.

Işığa küsmedim, o yüzden beyazı bürüdüm etrafıma. Gözeneklerden sızan hüzmelerle oynadım. Gölgem olsun diye içeriyi aydınlattım. Çünkü kendimi ancak gölgemde görebileceğimi anladım.

Gölge için insana üç şey lazım; aydınlık, karanlık ve duvar. Yerde, gökte fark etmez yeter ki içindeki karanlığın çarpıp duracağı bir zemin olsun.

Beğenmedim gölgemin şeklini. Dışarıdan görünen şeklim ile içeride hissettiğim tutmadı birbirini. O zaman birden kalabalıklaştı içerisi. Benzemiyorsak ayrıyız, ayrıysak kalabalığız.  Hiç sevmem kalabalığı.

Derlenmeli, toplanmalı bir olmalı. Kurtulamıyorsam içime katmalı. Onu da sarıp sarmalamalı.

Sağımda solumda kaşıntılar başladı. Gitme vakit geldi demek ki.

Kanatlarım büyüdü, içimdeki bütün renk, desen onlara aktı. Koza dar gelmeye başladı. Açılmalı bu kanatlar, güneşin ışığına dokunmalı. Gökyüzü; içeri mi, dışarı mı?

Önemli mi?

Gölgemin olmadığı diyarlara uçuyorum artık. Renkli kanatlarımdan ışık saçarak, alçalıyorum. İçinden çıktığım kozama bakıyorum, göremiyorum!

İçinde büyüdüğüm o dünya bir hayal miydi yoksa? Kim bilir, belki de dünyanın gölgesini koza belledim kendime.

Kanatlarım tüm gölgeleri savurdu, sonunda beni bana kavuşturdu.      

Bir yanıt yazın